Bugun...

Hac Organizesi Nasıl Yapılıyor...
Tarih: 02-08-2014 17:05:00 Güncelleme: 06-08-2014 18:51:00


2012 yılı Hac mevsimi sona erdi. Hacca özellikle gazeteci olarak gidenlerle, basın mensubu olduğu halde “hac niyetiyle” gitmiş olanlarca, hac organizasyonundan şikâyetçi oldukları bir takım konular yazılıp çizilmeye başlandı. Basılı yayın organları yanında internet medyasında ciddi sayılabilir eleştiriler yapılıyor. Kimseyi muhatap almadan, suçlamadan söylemek istiyoruz ki, yazılıp çizilenlerin ve/ya şikâyetlerin bir kısmı “duygusal” denilen boyutu çok geçmiyor. Bunları görünce, insanın, acaba Diyanetçiler haccı eleştiren olmuyor demesinler diye, bunları kendileri mi yazdırıyor, diyesi geliyor.
  
Üst makamlara, “görüyorsunuz ya, haccın ciddi şekilde eleştirilecek, tenkit edilecek hiçbir yanı yok. Kusursuz bir organizasyon yapıyoruz”, demek için mi yazdırıyorlar, demek bile mümkündür.
  
Üstelik bu eleştiriler içinde, hacdaki kusurları sadece din görevlilerine yükleyen; (hacca din görevlisi olarak giden din adamlarına “on bin lira” verildiği halde, bu görevlilerin hacılarla yeteri kadar ilgilenmedikleri) gibi iddialar var ki, bu cehaleti affetmek mümkün değildir.
  
Gariban Din Görevlisini suçlayanlar, üst yönetime mensup olanlarla, misafir olarak hacca giden, çeşitli kamu kurumlarında Müsteşar, müsteşar yardımcısı, genel müdür unvanlı kişilerden “Hacıları Karşılama ekibi Üyesi”, “Kargo Görevlisi” “Hac Denetim Görevlisi” … gibi unvanlarla “görevli listesi”nde adı bulunup da bazen eşleriyle, bazen da eşsiz misafir statüsü ile gidenleri, bu yazıları yazanlar din görevlisi zannetmiş olmasınlar?
  
Bu görevlerle gidenler ne işmi yaparlar?
  
Mesela “Hacıları Karşılama ekibi Üyesi” hacılar Mekke veya Mediye’ye geldiklerinde otel önünde hacıları karşılar, “hoş geldiniz” dedikten sonra da, siz rahatsız olmayın, eşyalarınızı biz taşıyacağız, derler ve bu işi yaparlar. 
  
Bu işler bürokrat ve akademisyenlerce yapılabilir işler değildir.
  
Kargo Şirketi”, kuruluş safhasında, Diyanet, Gümrük ve nakliye ile ilgili kamu kurumları üst yönetici akraba ve yakınları tarafında kurulmuş profesyonel bir şirkettir. Hacıların hurma, zemzem, hediyelik eşya ve özellikle de Hac bölgesinden alınan “Çin malları”nın gümrüksüz, “hediyelik eşya” adıyla getirip satacakların ticari malları, binlerce ton eşya bu kargo şirketince taşırır.
  
Kargo görevlisi de, hacılar arasında dolaşarak, “alacağınız eşyaları erken alın, siz gitmeden önce evinize teslim edelim” diyerek kargo taşımacılığı için ayakçılık yapanlardır. Üzülerek söylemek gerekir ki, kamu görevlilerinden bir kısmı bu özel - profesyonel şirket görevlisi olarak götürülmektedir.
  
Hac organizasyonu Diyanet Müfettişleri ile Kültür ve Turizm Bakanlığı elemanları tarafından denetlenmektedir. Fakat fiilen ve hukuken denetim yapanların çoğunun bilmediği “denetim listesinde adı bulunan ve misafir olarak götürülmüş kimseler de olmaktadır. Bunlar daha üst bürokratlar oldukları halde, -beki de- onlar da adlarının görevli listesinde yazılı olduklarını bilmezler.
  
Hacca gidecek görevliler listeleri açıklanabilirse, halen görevde olan sayılan unvanda bulunanlardan bir kısmı ile daha önce bu makamlarda bulunmuş pek çok kimsenin yüzü kızarmaktan sokağa çıkamayacaklarında kuşku yoktur. Çünkü onlar, kendilerini “Diyanet İşleri Başkanı’nın misafiri” olarak hacca davet edilmekte ve “Diyanet’in misafir götürme hakkı veya “kontenjanı“ olduğunu zannetmektedirler. 
  
Fakat Sayın Başkan’ın böyle bir yetkisi olmadığı için nerelere yazılırsa yazılsın, adı “Hac görevli listesi”nde yazılı diye ücretsiz hacca gittikleri gibi, üstüne üstlük yurtdışı yolluğu ve yevmiye ile bazı hediyeler de almaktadırlar. Mekke ve Medine’de ikamet ettikler yerler mi? Çok da önemli değil, çoğunlukla beş yıldızlı mütevazı(!) otellerin özel odalarında kalırlar. Bunlar arasında İlahiyat fakültelerindeki akademisyen arkadaşları unutmak da haksızlık olur.
  
Bu gidenler için de, ben niye misafir olarak seçildim, hangi hizmetimden veya hangi üstün meziyetimden beni seçtiniz?, demediği gibi, “hadi ücret ödemeden misafir diye geldim de, diş kirasını da aşan bana verdiğiniz bu para neyin nesi, bunu alamam” diyen kimse de görülmemiştir.
  
Yıllarca Müftülük kapısında sıra bekleyen, kur’a çıkmadı diye hacı olamadan, yani “farz olan bir görevi yapamadan Hakk’a giden insan”ların haklarını ona buna peşkeş çekenlerle, bunu kabul edenler toplum içine nasıl çıkarlar?

 

Hac Organizesi Nasıl Yapılıyor  /  ABDÜLKADİR SEZGİN‏



Bu yazı 2132 defa okunmuştur.

YORUMLAR



YAZARIN DİĞER YAZILARI